Elektrik, 1990 öncesinde Doğu Bloğu Ülkeleri’nde salt sosyal bir araç olarak görülüyordu. Bu ekonomilerde, enerji sektörü merkezî planda anahtar bir rol oynamaktaydı. Berlin Duvarı’nın yıkılışı ve bölgenin piyasa ekonomisine geçişiyle beraber elektrik de bir piyasa emtiasina dönüştü. Bu noktada enerji sektörü kökten değişerek Sovyetler Birliği’ne olan bağlarını yitirip çok sayıda bağımsız kurum ile devlet-kontrolündeki bilimum tesislerden oluşan bir yapıya büründü.

O dönemdeki genel enerji piyasası için en uygun tanım “kaotik” olabilirdi. Ülkelerin sadece birkaçı ihtiyaç fazlası enerji üretim kapasitesine sahipken diğer büyük çoğunluğu ise ciddi enerji açığı ile karşı karşıyaydı. Bu durum acil olarak üreticilerin kendi aralarında elektrik ticaretine başlamaları ihtiyacını doğurmuştu.

Lakin, devlet kurumları arasında doğrudan ticaret normal iktisadi koşullar altında gerçekleşemiyordu. Altyapı tümüyle yetersiz, ayrıca mali likidite de oldukça zayıftı. Sınırötesi güç transferi ve ödemesinden oluşan normal ticari döngülerdeki zorluk yıllarına otomatik bir cevap olarak bölgenin enerji şirketleri operasyon biçimlerini kurumsallaştırmış – enerji ya ödeme-öncesi koşullarında satılıyor ya da ötelenmiş-ödeme koşulları ile edinilebiliyordu – ve bu sayede de daha geniş bir enerji akışını ve bölgesel dengesizlikleri düzleştirmeyi önleme eğilimi gösteren genişleyen ve çözülmez bir açık bırakmışlardır. Bu da çok ihtiyaç duyulan elektriğin nadiren teslim edilip zamanında ödenmesiyle sonuçlanan bir duruma yol açmıştı.

Bu koşullarda Güneydoğu Avrupa’da kamu kurumlarının tedarikçilerine olan borçları büyük oranda artmaya başlamıştı. Üretim maliyeti, elektrik satışlarından elde edilen gelirleri fazlasıyla aşmış ve bu da elektrik kesintileri ile bölgenin sanayi ve ekonomisinde önemli tahribatlara yol açmıştı.

EFT, aynı dönemde farklı tesisler arasındaki işlem riskini sahiplenerek, bu bağlamda gerekli sermayeyi seferber edip, ciddi kâr dönüşleri sağlayabilecek yepyeni bir piyasa yaratabilme maksadıyla doğmuştur. Kurucularının vizyonu çerçevesinde EFT, bölgedeki enerji hareketlerini tıpkı fon hareketlerinde gerçekleşebileceği gibi bir banka veya uzlaşma mekanizması yaratmayı amaçlamıştır.

EFT önceden-ödenmiş farklı çeşitlerdeki enerji hareketlerinin (baz-yük ve karışık yüksek-tarife ve düşük-tarife) bir alaşımından oluşan portföyü inşa etmiş ve bunu da farklı tesislerden temin edilen havuzu ile diğer enerji kullanıcılarına karşı dengeli bir yükümlülük portföyü ile eşleştirilmiştir. Kendi kendini piyasalarda finanse ederek, şirket bu sayede, enerjiye ihtiyacı olanlara izin verirken, fon yokluğu yaşayan lakin yine de enerji ithal edecek güç satıcılarına amaçlarını karşılamalarını olanaklı kılan gerekli likiditeyi enjekte etmekte başarılı olabildi. Bu esnada, yerel sanayi enerji borçlarını kapatmak için satışlar ve fon kaynakları oluşturabilir olacaktı.

Zamanla, EFT Ljubljana’dan Atina’ya hatta Orta-Avrupa Pazarlarının kuzeyine kadar olan geniş coğrafyada üretim tesislerinden oluşan sadık bir müşteri temeli kurmuş ve de o ana kadar bölgesel pazarın yoksun olduğu hayati derecede önemli işleme sermayesini sağlamıştı. Sanayi üst katmanının EFT’nin müşteri portföyüne eklenmesi ve bununla beraber müşterilerin daima artan karmaşık ihtiyaçlarına daha iyi karşılık vermeyi amaçlamış kısa-süreli rezerv enerjinin de kapsadığı yeniliklerin ürün grubuna eklenmesi imkan kazanmıştır.

Bölgede takip edilen düzenleme doğrultusunda, EFT’nin faaliyet ağı sürekli genişleyerek kısa sürede 18 ülkeye ulaşmıştır. EFT bir yandan yerel ihtiyaçları karşılarken, diğer yandan da Güneydoğu Avrupa pazarının entegrasyonuna katkıda bulunarak, rekabet-karşıtı engellerin kaldırılması ve Kuzeybatı Avrupa’daki pazar standartlarının tanımlanması hususlarında bir elçi gibi hareket etmektedir.

EFT, ticaret ve satış fonksiyonlarını desteklemek adına uzun-vadeli enerji kaynakları temin etmek amacıyla üretim tesislerine yatırım yaparak bölgede kuvvetli bir enerji üretim altyapısı oluşturmayı da misyonuna eklemiştir. Bu gelişme de  Orta ve Güneydoğu Avrupa elektrik pazarlarının gelişmesine EFT Grubu’nun  önemli katkı sağlayan baş oyunculardan biri olmasına olanak sağlamıştır.